Kayıtlar

Her ne ise O

Çok fazla olduğumuzda ve çok az olduğumuzda takılır kuşlar düşlerin delik ağlarına. Kızılcıkların, rengârenk ve rengârenk eriklerin, elmaların… Bahçelerin içinde güller, öten bülbüller  Soframızdan yiyen bülbüller Çok fazla olduğumuzda ve çok az olduğumuzda, İslenmiş gözyaşları kurutur hangi güzü Boğaz’ın kaşmir atkısında? Vapur arkasında sigara yakmak için akşamüstü, acı çay ve radyoaktif portakal suyu içeriz. Dalgalardan da bahsedeceğim elbette, dalgalardan bahsetmeden şiir olur mu? Dalgaların yalbuzundan bahsedeceğim. Ay, yeni yıkanmış bir insan yüzü gibi doğarken, Üsküdar’dan geçen yunuslar.

Olacak Dua

 Olmayacak dua'ya Amin denir mi? Olmayacak dua'ya eller kalkar mı? Kul gönülden inanır, Ya Rabbi! derse Olurlar olur Olmazlar olur

Günbatımı

 Manzarada işte hepimiz oturmuş ölümü düşünüyoruz çiçekler açarken ve bombalar düşerken Çiçekler biterken burada Bombalar gökten düşerken oraya  ve burada.

İstanbula selam söyle - Vealeykümselam

 İstanbul'a selam söyle benim için Kuzguncuk'ta kuşlara  Üsküdarda çaycılara  Kadıköy'de sahaflara ve işhanlarına  Boğazına bak vapurda çay içerken Güzün atkın ve eldivenlerin Kırmızı burnun kışın rüzgarında ve kırmızı yanakların üşüyen balıkçılara da selam ağlayan martılara da Vealeykümselam, Bu yaz sensiz geçti İstanbulun günbatımları sensiz olabilecek en güzel  günbatımlarıydı ama bütün bir yazı Seninle Üsküdar'da günbatımını izlediğimiz bir akşama değişirim

Merhaba !

Başarılmamış hiçbir savaş için bizi yollamadı yüce Tanrı Bu Dünyanın kararı yok tekinsiz ve kıyasıya  Kulpları yeni doğmuş dişi deve yavrusu Aşkları yine akarsularla Göllerle, gündüz sahilleri  ve gece mağaralarıyla  Gece gölleri, gece gölü yüzmeleriyle Ve gece gölü yüzmemeleriyle. Söz fazla gelir  Güvercinler de yorulur Söz bize yağmur üstü gelen  bir Üveyik yavrusu, belki de dişi bir Üveyik yavrusu Kanatları unutmanın ve hatırlamanın  sönen bir ateşle tutuşan bir ateşin  gündoğumuyla günbatımının, Akşamüstünün ama en çok akşamüstünün

The Fire of Each Passing Day

İf you hurt a Long haired heart's  they say That makes you lose your hair Yet my father’s only beloved is my mother, And so it is with my mother too. If you do not wash off the salt of the sea, its seaweed will pull you down. If you do not wash off the dragonflies, from the murky lotus ponds’ mud and mist— Since Köroğlu of Bolu, the mountain women live their days through the embroidery they stitch while knitting socks. And as the sun rises and sets, always, in its bending, it gathers itself again. These plains do not belong to the winged who perch upon them. Our milk and yogurt are pure, let them be pure. Our dog does not snarl at friends, and roses bloom in our garden nothing has been quite the same. Since my grandfather But the pines he planted on the hill where he prayed still resist— against the fire, against the creatures of fire. They become shadow in prostration, they become hand to the forest.

Neden peki ?

 Gılgamış'ı okumadıysa da