Kayıtlar

Eylül, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Olacak Dua

 Olmayacak dua'ya Amin denir mi? Olmayacak dua'ya eller kalkar mı? Kul gönülden inanır, Ya Rabbi! derse Olurlar olur Olmazlar olur

Günbatımı

 Manzarada işte hepimiz oturmuş ölümü düşünüyoruz çiçekler açarken ve bombalar düşerken Çiçekler biterken burada Bombalar gökten düşerken oraya  ve burada.

İstanbula selam söyle - Vealeykümselam

 İstanbul'a selam söyle benim için Kuzguncuk'ta kuşlara  Üsküdarda çaycılara  Kadıköy'de sahaflara ve işhanlarına  Boğazına bak vapurda çay içerken Güzün atkın ve eldivenlerin Kırmızı burnun kışın rüzgarında ve kırmızı yanakların üşüyen balıkçılara da selam ağlayan martılara da Vealeykümselam, Bu yaz sensiz geçti İstanbulun günbatımları sensiz olabilecek en güzel  günbatımlarıydı ama bütün bir yazı Seninle Üsküdar'da günbatımını izlediğimiz bir akşama değişirim

Merhaba !

Başarılmamış hiçbir savaş için bizi yollamadı yüce Tanrı Bu Dünyanın kararı yok tekinsiz ve kıyasıya  Kulpları yeni doğmuş dişi deve yavrusu Aşkları yine akarsularla Göllerle, gündüz sahilleri  ve gece mağaralarıyla  Gece gölleri, gece gölü yüzmeleriyle Ve gece gölü yüzmemeleriyle. Söz fazla gelir  Güvercinler de yorulur Söz bize yağmur üstü gelen  bir Üveyik yavrusu, belki de dişi bir Üveyik yavrusu Kanatları unutmanın ve hatırlamanın  sönen bir ateşle tutuşan bir ateşin  gündoğumuyla günbatımının, Akşamüstünün ama en çok akşamüstünün

The Fire of Each Passing Day

İf you hurt a Long haired heart's  they say That makes you lose your hair Yet my father’s only beloved is my mother, And so it is with my mother too. If you do not wash off the salt of the sea, its seaweed will pull you down. If you do not wash off the dragonflies, from the murky lotus ponds’ mud and mist— Since Köroğlu of Bolu, the mountain women live their days through the embroidery they stitch while knitting socks. And as the sun rises and sets, always, in its bending, it gathers itself again. These plains do not belong to the winged who perch upon them. Our milk and yogurt are pure, let them be pure. Our dog does not snarl at friends, and roses bloom in our garden nothing has been quite the same. Since my grandfather But the pines he planted on the hill where he prayed still resist— against the fire, against the creatures of fire. They become shadow in prostration, they become hand to the forest.

Neden peki ?

 Gılgamış'ı okumadıysa da

Miyav miyav!

 Yavru kedim sen koynumda yatarken  Dünya benim için Cennetten  bir yer

Sparrows

 On my morning roses, Sparrows sneezed

Hergeçen günün yangını

 Uzun saçlı ahı almak dökermiş saçları Oysa babamın tek sevgilisi Annemdir Annemin de öyle Denizin tuzundan yıkanmazsanız  yosunları çeker sizi  Yusufçuklardan yıkanmazsanız balçığından sisli nilüfer göllerinin Bolu Köroğlundan sonra günlerini çorap ören  dağlı kadınların nakışlarıyla yaşamakta ve de Gün doğarken ve batarken Her zaman bükülmesinde kendine gelir Bu ovalar oturan kanatlılara ait değildir Sütümüz yoğurdumuz helaldir helal olsun köpeğimiz dosta hırlamaz bahçemizde güller, Dedemden sonra hiç aynı olmadı ama namaz kıldığı tepeye diktiği çamlar, direniyor ateşe ve ateşin yaratıklarına  Sücuda gölge, Ormana el oluyor

Kediler

 Koşardı bacaklarımdan bir yokuşu inerken gece

We have our vices

Sometimes vices have us our own drowning in the belly of the whale while rich man stabs the beast with    long sticks with sharp long sticks with sharp shiny long sticks with bloody sharp shiny long sticks this image sticks for a while drowning in the blood of the whale